Polikistik Over Sendromu nedenleri ve tedavisi

Polikistik Over Sendromu nedenleri ve tedavisi

Polikistik Over Sendromu Nedir?

Özellikle 30 yaş altı kadınlarda sıkça rastlanan bir hastalık olan Polikistik Over Sendromu (PKOS), yumurtalıkta kalın yumurta dokusu içinde normalden fazla sayıda yumurta olması, tüylenme, adet düzensizliği veya hiç adet olmaması, insülin direnci gibi belirtilerle seyreden bir sendromdur.

Beyinde hipofiz bezinden salgılanan LH ve FSH hormonlarının anormal şekilde üretilmesinden kaynaklanan Polikistik Over Sendromu (PKOS) sonucunda, yumurtalıklarda her ay düzenli olarak yumurtlama olmaz. Yumurtalıklardan erkeklik hormonunun salgılanmasına sebep olan Polikistik Over Sendromu’nun pek çok hormonal hastalık gibi nedenleri tam olarak bilinmiyor.

PKOS ne zaman ortaya çıkar?

İlk kez ergenlik döneminde adet kanamalarının başlaması ile tanınır. Üreme çağındaki kadınların %3 - %5’ini etkiler. Bu dönemde adet düzensizlikleri en önemli uyarandır ve neredeyse hastaların %75’inde görülür. En sık rastlanılan blirtiler düzensizlik ve seyrek adet görme şeklindedir. Zaman zaman amenore yani hiç adet görmeme olabilir. Gecikmeyi takiben görülen kanama genelde fazla miktarda ve uzun süreli olur. Bu düzensizlik yumurtlamada bir bozukluğun işaretçisi.

Yeni adet göremeye başlayan genç kızlarda bu tür bozukluklar ilk 2 yıl boyunca normalde de görülebilir. Doğum kontrol hapı gibi düzenleyici ilaçların kullanılması Polikistik Over Sendromu (PKOS) tanısını geciktirebilir.

Androjen adı verilen hormonlar erkeklerde yüksek miktarlarda bulunurken kadınlarda çok daha düşük miktarlarda salgılanırlar. Polikistik Over Sendromu (PKOS) hastalarında androjen hormonları olması gerekenden daha fazla miktarlarda bulunur. Bu nedenle erkek tipi tüylenme, sivilce ve hatta erkek tipi saç dökülmesi ortaya çıkabilir. Yumurtlama bozukluklarının olması ve adet düzensizliğinin görülmesinin nedeni ile kısırlığın bir problem olarak ortaya çıkması şaşırtıcı değil. Kısırlık %100 bir bulgu değildir. Ancak yine de Polikistik Over Sendromu (PKOS) gebelikte gecikmelere ve kısırlığa yol açan önemli bir etken. Polikistik Over Sendromu (PKOS) hastaları genelde gebe kalmak için tedaviye gereksinim duyarlar. Hastalarının yaklaşık %40’ında obezite problemi vardır. Şişmanlık bazı hastalarda tek başına diğer belirtileri başlatabilir. Bu tür vakalarda kilo kaybı sağlandığında sorunlar tamamen ortadan kalkabilir.

Polikistik Over Sendromu belirtileri

Hastalarda genel olarak görülen belirtiler adet düzensizliği, sivilce, yağlı cilt, tüylenmede artış, kısırlık (infertilite) ve kilo artışı.

PKOS tanısı nasıl konur?

En önemli tanı yöntemlerinden birisi vajinal ultrasonografi incelemesi. Ultrasonografide yumurtalık kenarlarında çok sayıda küçük kist saptanır. Bu kistler sadece birkaç milimetre çapındadır ve tek başlarına sorun yaratmazlar. Kistlerin kaynağı gelişen ancak yumurtlama ile atılmayan folliküllerdir (yumurta içeren kesecikler). 

Polikistik Over (PKO), ultrasonografide yumurtalıkların görünüşünü ifade eden bir tanım. Polikistik Over Sendromu ile karıştırılmamalıdır. Pekçok kadının ultrasonografik görüntüsü polikistik olabilir ancak hormonal değerler ve klinik tablo tamamen normal bulunur. Genel popülasyonda kadınların %20’sinde polikistik görünüşlü yumurtalıklar vardır. Polikistik Over Sendromu (PKOS) ise bir belirtiler grubudur. Hastalığı yani patolojiyi ifade eder. PKO ve PKOS iki farklı tanımdır.

Son yıllarda yapılan çalışmalar Polikistik Over Sendromu belirtilerini (PKOS) ile insülin hormonu arasında ilişki olduğunu gösterdi. Hücrelerde insülüne karşı bir direnç yani rezistans vardır. Bu nedenle pankreas durumla başa çıkabilmek için daha fazla insülin salgılar. Bu yüksek dozda insülin yumurtalıkları etkileyerek yumurtlamayı engeller ve sonuçta androjenlerde artış olur. İnsülin direnci zayıf kadınların %30’unda saptanırken obez kadınlarda bu oran %75’e kadar ulaşır.

Her adet düzensizliği olana Polikistik over tanısı koyma eğilimi oldukça güçlüdür. Ancak yapılan araştırmalar  bu tanının konulabilmesi için aşağıdaki kriterlerden en az ikisinin olması gerektiğini göstermekte:

1- Adet düzensizliği veya adet olmaması (amenore)

2- Ultrasonda tipik polikistik over görüntüsü (küçük foliküllern çok sayıda ve kolye görüntüsünde kenarda toplanmış olması)

3- Klinik (erkek tipi tüylenme) veya biyolojik (kanda erkeklik hormonlarının yüksek olması) olarak androjenlerin (erkeklik hormonu) yüksekliğinin gösterilmesi.

Uzun dönemdeki riskler

Uzun dönemde yaratabileceği sorunlar ve riskler hem insülin hem de androjen fazlalığına bağlıdır. Yüksek miktarlarda insülin uzun dönemde Tip 2 diyabet yani şeker hastalığı riski taşır. Kilo sorunu olan, tedavi edilmemiş hastaların %25 - 35’inde, 30’lu yaşlarda Tip 2 şeker hastalığı ortaya çıkar. Polikistik Over Sendromu (PKOS)‘da görülen hormonal değişiklikler tansiyon problemlerini de beraberinde getirir. Aynı zamanda bu hastalarda kolesterol yüksekliği de ortaya çıkar. Her iki durumda kalp hastalığı açısında yüksek risk faktörleridir.

Uzun süreli adet düzensizlikleri endometrium (rahim içini döşeyen doku) kanseri riskini arttırır. Yumurtlama olmadığı için endometrium üzerinde progestreon hormonu desteği olmaz. Bu nedenle endometrium uzun süre sadece östrojene maruz kalır. Böylece kanser riski artar.

Polikistik Over Sendromu belirtileri(PKOS) tedavisi

Adet düzensizliği

Daha önce belirttiğimiz gibi yumurtlama problemlerine bağlı olarak düzensiz ve yoğun kanamalara sıkça rastlanır. Bu nedenle tedavide asıl amaç yumurtlamayı yeniden sağlamak. Bunun yanı sıra yumurtlamayı uyarıcı ilaçlar da kullanılabilir. Ancak olası yan etkileri nedeniyle bu tür ilaçlar uzun süreli kullanılamaz.

Fazla kilolar hem Polikistik Over Sendromu (PKOS)‘lu hem de Polikistik Over Sendromu (PKOS) olmayan hastalarda adet problemlerine yol açan nedenlerden biridir. Yağ dokusunda fazla miktarda östrojen üretilmesi nedeniyle yumurtlama bozuklukları görülür. Obez hastalarda %5 civarında bir kilo kaybı genelde yumurtlamanın başlaması için yeterli.

35 yaşından küçük ve çocuk istemeyen hastalarda adetleri düzene sokmak için doğum kontrol hapları en sık tercih edilen ilaç grubudur. İkinci sırada ise adetin 15. gününden sonra kullanılan progestreon ilaçları gelir. Her iki ilaç grubu da adetleri düzene sokar.

Kısırlık

Yumurtlama bozukluğuna bağlı infertilite problemi yaşayan kadınların %70’inde sorun Polikistik Over Sendromu (PKOS)‘dur. Bu durum obez hastalarda daha belirgin. Çocuk isteği olan hastalarda ilk planda yapılması gereken kilo verilmesidir.

Polikistik Over Sendromu (PKOS) hastalarında yumurtlamayı uyarıcı ilaçlardan en etkili olanı klomifen sitratır. Bu ilaç hekim kontrolü altında kullanılır.

Klomifenin başarısız olması durumunda ise iki ana yaklaşım söz konusudur. Bunlardan ilki enjektabl hormonlar ile yumurtalıkları uyarmak. Daha sonra da aşılama (inseminasyon) yapmaktır. Bu tedavi ile %62’ye varan başarı oranları bildirilmiştir. Bu tedavinin en önemli komplikasyonu ovarian hiperstimülasyon sendromu ve çoğul gebeliklerdir. Tedavi son derece titiz bir yakın kontrol altında ve konuya hakim hekimlerce yapılmalı.

İkinci alternatif ise laparoskopik diatermidir (LOD). Burada laparoskopi ile karın boşluğuna girilir. Yumurtalıklar koter ya da lazer ile yakılarak üzerlerinde küçük delikler açılır. Tedavinin mekanizması bilinmemekle birlikte düzenli yumurtlamayı sağladığı ve klomifene olan cevabı iyileştirdiği gözlendi.

Tüylenme

Androjen adı verilen erkeklik hormonlarının fazlalığına bağlı olarak ortaya çıkan tüylenme (hirsutism) PKOS’lu vakalarda sıklıkla görülen bir durum. Bazı kadınlar bunu dert etmezken, bazı kadınlarda asıl hekime müracaat sebebidir. Bazı durumlarda tüylenme hormonal dengesizliğe bağlı değil ve yapısal olabilir. Var olan tüyler tedavi ile yok edilemez bu nedenle epilasyon gereklidir.

Doğum kontrol hapları kandaki androjen düzeylerini düşürdüğünden yeni tüy çıkmasını engelleyebilirler. Bu amaçla en sık kullanılan ilaç cyproterone asetat adı verilen bir maddedir. Diğer bazı ilaçlar ile bir arada ya da tek başına kullanılabilir. Hirsutism tedavisi uzun süreli bir tedavi. Başarı için 8 - 18 ay tedavi gerekebilir. Bunun nedeni kıl büyümesinin yavaşlığıdır.